
Zorunlu Trafik Sigortası
Zorunlu trafik sigortası karayolu taşıtlarının herhangi bir kazaya karışması durumunda karşı taraf araçlarına ve üçüncü kişilere vereceği zararları karşılamak üzere oluşturulmuş ve yasal düzenlemelerle zorunlu tutulan bir sigorta türüdür. Böylece kazalar sonucunda oluşan maddi zararların, tedavi giderlerinin ve tazminatların teminat limitleri dahilinde güvence altına alınması mümkün olur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. Maddesi ile araç sahipleri ve işletenlerine zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunluluğu getirilmiştir. Kanun hükümlerine göre geçerli teminat tutarlarını içeren sigorta poliçesine sahip olmayan araçlar trafikten menedilir.
-
Maddi Zararlar Teminatı
-
Ölüm ve Sürekli Sakatlık Teminatı
-
Sağlık Giderleri Teminatı: Türkiye’de halen yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri trafik kazaları dolayısıyla sağlık hizmeti alacak olan kişilerin devlet, üniversite ve özel hastanelerdeki tedavilerine özel kurallar getirmiştir. Bu doğrultuda trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır.
Ek teminatlar;
-
Ferdi Kaza
-
İhtiyari Mali Mesuliyet
Zorunlu trafik sigortasının temel amacı kaza halinde oluşacak maddi zararlar ile tedavi giderlerinin poliçe limitleri dahilinde karşılanmasını güvence altına almaktır. Kazanın karşı tarafı ile üçüncü kişilere verilecek zararların karşılanabilmesi bu sigorta ile mümkün olur. Aksi halde kusurlu sürücünün zararı karşılama imkânı yoksa ciddi mağduriyetlerin oluşması kaçınılmaz hale gelecektir.
Trafik kazasına sebep olan ya da diğer bir ifade ile kusurlu olan taraf karşı tarafın zararlarını karşılamak durumundadır. Bu kapsamda karşıdaki araçta oluşan zararlar, sürücü ve diğer yolcuların tedavi ve hastane giderleri, ölümlü kazalarda ölüm tazminatları en önemli giderlerdendir. Kusurlu sürücünün bunları karşılayamaması durumunda cezai yaptırımlar söz konusu olabilir.
Zorunlu trafik sigortasının temel fonksiyonu bu noktada devreye girer. Düzenli olarak primleri ödenmiş ve geçerli teminatları içeren aktif bir trafik sigortası yukarıda söz edilen giderleri limiti dahilinde karşılar. Böylece zarara uğrayan taraf maddi kayıplarını giderme imkanına kavuşurken zarar veren taraf ise altından kalkamayacağı yüklerle yüz yüze gelmek yerine riskleri sigorta şirketine devretmiş olur.
Zorunlu trafik sigortası bir kaza durumunda karşı tarafa verilen zararları limitleri dahilinde karşılar. Karşılanacak zararlar arasında araç ve çevredeki unsurlara verilen hasarlar ile tedavi giderleri ve ölüm tazminatları vardır.
Araç sürücüsünün kişisel olarak bunu karşılaması çoğu zaman imkansıza yakındır. Böyle durumlarda hem zarara uğrayanların haklarını korumak hem de kişilere altından kalkamayacağı boyutta sorumluluklar yüklemek yerine riski sigorta teminatı altına almak son derece mantıklıdır. Devlet yaptığı yasal düzenlemeler ile trafik sigortasını zorunlu kılmış ve olası mağduriyetlerin önlenmesini sağlamıştır.
Zorunlu trafik sigortasının yapılmaması durumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu tarafından aracın trafikten menedilmesi öngörülmüştür. Dolayısıyla zorunlu trafik sigortası yapılmamış bir araç ile trafiğe çıkmanın kanunen yaptırımı vardır. Ancak buna rağmen sigortasız olarak trafiğe çıkan araçların kazaya karışması durumunda karşı tarafa verecekleri zararlar için herhangi bir teminat unsurundan söz edilemez. Doğacak tüm zararlardan kişisel olarak sorumlu olurlar.
Böylesi durumlarda aracın sürücüsü ve sahibi oluşacak her türlü zararı tazmin etmekle mükelleftir. Kazada karşı tarafta bulunan araçlarda, yol ve çevreye dair unsurlarda meydana gelen hasarlar bu tazminatın konuları arasındadır. Ayrıca araçlarda bulunan kişilerin tedavi giderleri ve varsa ölüm tazminatları, sorunu içinden çıkılmaz bir boyuta taşıyabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için zorunlu trafik sigortasını yaptırmak en akılcı yaklaşım olacaktır.
Zorunlu trafik sigortasının standart poliçelerinde yol yardımı unsurları bulunmaz.
Zorunlu trafik sigortası düzenlenirken süresi 1 yıl olarak belirlenir. Bu nedenle sürenin bittiği tarihte yenilenmesi gerekir. Sigortası olmayan veya geçerlilik süresi sona eren araçların trafiğe çıkmaları kanunen yasaktır.
Zorunlu trafik sigortasının bitiş tarihi düzenlenmesinden itibaren 1 yıllık süreye karşılık gelir. Süre bitiş tarihinden sonra yapılabileceği gibi süre bitiminden önce de yenilenebilmektedir. Süre bitiminden önce yapılacak yenilemelerde eski süre sonuna kadar geçerliliğini korur ve yeni poliçe aynı şekilde diğerinin süresi dolduktan sonra geçerlilik kazanır. Süre bitiminden sonra yenileme yapılmaması durumunda yeni poliçenin başlamasına kadar araç trafiğe çıkarılmamalıdır.
Kasko sigortası ile zorunlu trafik sigortası arasında teminat altına aldığı unsurlar bakımından temel farklılıklar vardır. Kasko sigortası yaptıran sigortalı bu poliçe ile kendisine ait aracın uğrayabileceği zararlara karşı bir teminat elde etmiş olur. Yani bir başka ifade ile olası riskleri ödeyeceği prim tutarı karşılığında sigorta şirketine devreder.
Zorunlu trafik sigortasında ise teminat altına alınan riskler sigortalının kendi aracı ile ilgili değildir. Aracın trafikte karışacağı kaza durumunda karşı taraf araçları ile yola ve çevredeki diğer unsurlara vereceği zararlar poliçe limitleri dahilinde bu sigortanın teminatı altına alınır. Yine benzer şekilde kazada yaralanan ve ölen kişiler ile ilgili tedavi ve tazminat giderleri de zorunlu trafik sigortası tarafından limitler dahilinde karşılanır.
Trafik sigortası ile kasko sigortası arasındaki bir başka fark ise kaskonun isteğe bağlı, trafik sigortasının zorunlu olmasıdır. Kendisine ait bir değeri sigortalatmak tamamen kişisel bir tercih olabilir. Ancak karşı tarafa verilmesi muhtemel zararlar için kamu otoritesi sigorta ile bir teminat oluşturarak mağduriyetlerin engellenmesi yolunu izlemektedir.
Kasko bakımından sigorta ettirilen araç gerek seyir halinde gerekse park halinde iken öngörülen herhangi bir risk ile yüz yüze gelebilir. Ancak zorunlu trafik sigortası bakımından riskin gerçekleşmesi çoğu durumda seyir halinde olan aracın karşı tarafa verdiği zararlar şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Araç satıldıktan sonra zorunlu trafik sigortası geçerliliği sona ermektedir. Aracı satın alan kişinin trafik sigortası yaptırması zorunludur.
Sigortalının kazaya karışıp karışmaması sonraki dönemde ödeyeceği sigorta primini etkileyen en önemli unsurdur. Basamak sistemi üzerinden yürütülen sigorta uygulaması kazaya karışmayan sürücüleri ödüllendirerek daha düşük prim ödemesini temin eden bir yapıya sahiptir. Sıklıkla kaza yapan sürücüler ise daha fazla prim ödeyerek sisteme dahil olabilmektedir.
Araç değişikliği yapmak trafik sigortasının hasarsızlık kademesini etkilemez. Sürücünün geçmiş yıllarda elde ettiği hasarsızlık indirimi yeni aracının zorunlu trafik sigortası poliçesi düzenlenirken aynı şekilde uygulanır.
Şehir içi veya şehirlerarası yollarda oluşacak trafik kazalarında öncelikli olarak can güvenliği bakımından gerekli önlemlerin alınması gerekir. Kaza yerinde yeni bir kazaya yol açmamak adına gerekli işaretlemeler hızlı bir şekilde yapılmalıdır. Bu esnada yaralı varsa hemen ambulans çağrısı oluşturulmalı ve acil yardım prosedürleri doğrultusunda kazazedelere doğru müdahalenin yapılması sağlanmalıdır.
Bu işlemlerin ardından kaza yerinde kazanın oluşumunu açıkça ortaya koyacak şekilde fotoğraflar çekilmeli ve usulüne uygun olarak trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmelidir. Tutanakta mümkünse her iki tarafın kimlik ve sigorta bilgileri açıkça yazılmış olmalıdır. Kazaya karışan araçlar gerekli görüntüleme işlemleri yapıldıktan sonra yolu trafiğe açmak üzere yerinden kaldırılabilir.